Menü

SOLUĞU KESİLDİ ÜLKENİN

 

1

Aklında ıssız düşler barındıran
her sokak sesini yitirdi
Gözleri kan çanağı her kent
İnsanı hapseden bir labirent

Yıkımdan gayri ihtimali
yazgısına sokmayan labirentin içinde
hiçliğin uzvu İnsan

Yalnızlığı emziren kentlerde
Her evin göğüs kafesi zindan
Aklında ıssız düşler barındıran
Her evin
Yanılsamalı akla esir penceresi
Balkonlu evlerin kalbinde kuşlar
Bir yanı yaralı
Bir yanı kırılgan

Bir yarı açık mahpushane
Bahçesi büyük bir mahpushane
Bu ülkede her kent
Bir illetin doğumhanesi
Sokağında ağıt yakılan
ölümün rant hanesi

Dilsiz kentler yığını bu ülke

Bu ülkede her kent
Demir beton ve kandan ibaret
Şimdi bu ülke mücrim
Kaçınılmaz sonun bekleyenidir
Bu ülkede
Kendi yankısıyla kavrulan kerim
sefaletin büyütenidir

Bu ülkenin soluğu kesildi
Antik bir zillet
düştü bu ülkenin meşrebine
Yakasına yapıştı illet

Bu ülkenin derisini eskitti hayat
Her yeni şey fer sunmaz eskiye
Bu ülkenin yakasına yapıştı tahribat

Çetrefil bir hikayeye mecbur
İnsan kimliğini verir yaşadığı ülkeye
Bu ülkede her kentin sakinleri
düştüğünde onulmaz bir düşe
Soluk alıp veren
sokaklarında uç verdi vakur
akla ölüm düşüren
savaşın haki rengi

 

2

Bu ülkenin soluğu kesildi
Aklında ıssız düşler barındıran
Dilsiz kentler yığını oldu bu ülke
İnsan da başkalaştı kentlerle birlikte
Taş yığını kentler türedi
Bu ülkenin her köşesinde
bir küçük taşa dönüştü insan

Kimliksiz insan bir taştır
Kimliksiz ülke gibi
Efendisiyle anlam edinen köleye
kimlik lazım olmaz işlikte
Numarası vardır kolunda
Birbirinden farklı kılan insanı
koluna kazınmış numarasıdır
Sıra numarası gibi
Kapı numarası gibi

Kimliksiz insan bir taştır
Erkin kullanışı ile anlam edinen
herhangi bir taş
Zorba birinin onu alıp
ötekinin üzerine atacağı bir taş
Kafasını yarmak için

Bu ülkenin soluğu kesildi
Aklında ıssız düşler barındıran
tüm kentleri bu ülkenin
bir taş yığını oldu şimdi
Betona yenildi zaman

 

3

Bu ülkenin soluğu kesildi
Dilsiz kentler yığını oldu bu ülke
Binalar ormanında kayıp
bilinci insanlığın
Orada kimse var mı avazı
yüzüne çarpıp kalabalığın
dönen bumerang

Bir ülke kimliksizse
kentler kimliksizdir
Tıpkı kimliksiz insan gibi
evler kimliksizdir
İçinde yaşayanlar renksizse
numarası çakılıdır göğsüne
Sabah işe gidip
Akşam evine dönecek kadar özgür
Köleler hayat seyrinde
Hepsi birbirine garip
Hepsi birbirine esir
Zincirleri efendinin elinde

Kapı komşuların dilinde
birbirlerinin adı yok
Çocukların sokak oyunları yok
İyi annelerin
çocukları gecikmesin diye
akşam yemeğine
pencere seslenişleri yok

Bu ülkenin soluğu kesildi

Kapı önü sohbetleri kayboldu
Evlere hapsolunca kadınlar
zulasına çekti konuşmaları
Kentle birlikte büyürken yabancılaşma
İçimizi ısıtan küçük içtenlik
ağır ağır çekildi kızağa
Bütün evlerin konuğu oldu
sokağımıza hiç gelmeyecek sanılan
Bilinç eksilten ıssızlık

 

4

Bu ülkenin soluğu kesildi
Aklında ıssız düşler barındıran
Bu ülke kısır bir döngüde şimdi
Her yeni şey hayat vermez eskiye
Bu ülkenin yeni şarkıları
Bencil ve ölüme methiye

Bu ülkenin soluğu kesildi

Bu ülkeye uğramıyor merhamet
Taş ve insan yığını kentlere
Uğramadığı gibi
Uğramadığı gibi semtlere

Teslim aldığı çoğaltının
Gri siluetine saplanacak
bir umut gerek bu ülkeye
Bir umut gerek
bahçelere gelen Anka kuşuna
Bir umut gerek insana
Bir umut gerek sokağın
ıssızlığına yüz sürmüş kelebeğe

Büyük bir umut gerek bu ülkeye
Kalbini sarıp sarmalayacak
Büyük umudu insanlığın

 

BABÜR PINAR

Kategoriler:   Şiir